DENİZE DÜŞEN ÜFÜRÜKÇÜYE SARILIR / Destekleyici Tedavide Şarlatanlık - Mete ÖZDİKİCİ | Milli Vicdanın İlimle Hicreti
  • YAZARLAR
  • Emrullah ÖNALAN
  • Mehmet Zeki İŞCAN
  • Cevat GERNİ
  • Hasan SAĞINDIK
  • Seyfullah TÜRKSOY
  • Menderes ALPKUTLU
  • Lütfü ŞEHSUVAROĞLU
  • Turan GÜVEN
  • M. Hanefi PALABIYIK
  • Kemal Polat
  • İrfan SÖNMEZ
  • Mustafa AKIN
  • Hacı GÜRHAN
  • Hafize ŞAHİNER
  • Fatma Sönmez
  • Ahmet ÜNAL
  • İrfan SEVİNÇ
  • Şahabettin YILDIZ
  • Oğuzhan ÖLMEZ
  • Ahmet Coşkun DÜNDAR
  • Muharrem BİTİREN
  • Mehmet SAĞLAM
  • Mete ÖZDİKİCİ
  • Ahmet ÖZTÜRK
  • Ufuk ÜNAL
  • B.BARIŞ KERİMOĞLU
  • M.Çağdaş ÇAYIR
  • Ahmet İZZETGİL
  • ERHAN HAŞLAK
  • Veysel AŞKIN
  • Suat UNGAN
  • Hayrullah DEMİR
  • Cemil İLBAŞ
  • Tahsin BULUT
  • Coskun KÖKEL
  • Bülent KARAKELLE
  • Senar BAŞAK
  • Küşat TAŞKIN
  • Orhan ARSLAN
  • Hakkı DURU
  • Hüseyin AKDOĞAN
  • Osman Kenan AKSOY
  • Hayrettin NEŞELİ
  • Kerim Alperen İBİŞ
  • R.Alparslan TOMBUL
  • Mehmet DOĞAN
  • Ali ARASOĞLU
  • Manaf BAGİRZADE
  • Zülfikar ÖZKAN
  • Veysi ERKEN
  • Abdulnasir KIMIŞOĞLU
  • Ömer YÜCE
  • Cengiz Yavilioğlu
  • Kemal YAVUZ
  • M.Lütfü YILDIZ
  • Orhan İBİŞOĞLU
  • Mehmet OKKALI
  • İsmet TAŞ
  • İsmail GÜVENÇ
  • M.Alperen ÇÜÇEN
  • Orhan KAVUNCU
  • Mustafa Toygar
  • Mete GÜNDOĞAN
  • Sadi SOMUNCUOĞLU
  • Ertugrul ASİLTÜRK
  • Yunus EKŞİ
  • Muhammet Esat KESKİN
  • Yücel OĞURLU
  • Aynur URALER
  • Hasan Gökhan Kotan
  • Mehmet Akif OKUR
  • Bozkurt Yaşar ÖZTÜRK
  • Mahmut Celal ÖZMEN
  • Fazlı POLAT
  • Mustafa İLBAŞ
  • Serkan AKIN
  • Musa IŞIN
  • Gündüz GÜNEŞ
  • Enver Alper GÜVEL
  • Necdet TOPCU
  • Onur ERSANÇMIŞ
  • Mehmet Bozdemir
  • Fahri Akmansoy
  • M. İkbal Bakırcı
  • M.Talât UZUNYAYLALI
  • Rubil GÖKDEMİR
  • Zeki ŞAHİN
  • Özkan ÖZKAYA
  • Dr. Muhsin YILMAZÇOBAN
  • İparhan UYGUR
  • Sami ŞENER
  • Hakkı ÖZNUR
  • Mehmet MUTLUOĞLU
  • Nurettin KALDIRIMCI
  • Ali Rıza MALKOÇ
  • Namık Kemal ZEYBEK
  • Atilla BİTİGEN
  • Mahmut Zeki ÇABUK
  • Emre KESKİN
  • Şener MENGENE
  • Selami BERK
  • Mehmet MUTLUOĞLU
  • Abdullah NEHİR
  • Gafur OTURAK
  • Recai ÇELİK
  • Ahmet Berhan YILMAZ
  • Nazmi ÖLMEZYİĞİT
  • Necdet BAYRAKTAROĞLU
  • Tarık Sezai KARATEPE
  • nikaO
  • Mustafa Duman
  • Ramazan ASLANBABA
  • Feyzullah BUDAK
  • Mahmut Esfa EMEK
  • Orhan SÖYLEMEZ
  • Asiye TÜRKAN
  • MİLLİ VİCDAN
  • KONUK MAKALELERİ
    DENİZE DÜŞEN ÜFÜRÜKÇÜYE SARILIR / DESTEKLEYICI TEDAVIDE ŞARLATANLIK
    Yazar: Mete ÖZDİKİCİ
    Tamamlayıcı değil, destekleyici tedavi (terapi) başlığı altında çok çeşitli usuller tatbik edilmekte olup, burada 40'tan fazla yöntem hakkında kısa bilgiler verilmiştir. Maalesef, bu metotların gerçek tedaviden ŞARLATANLIK boyutuna kadar değişen yelpazede kullanıldığı görülmektedir.
    millivicdan.org - DESTEKLEYİCİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ

    Tıbbın alternatifi olmadığı gibi, alternatif tıp diye bir şey de yoktur. Doğru olan, bilimsel olarak kanıtlanmış ve her an ispata açık yöntemlerdir.
    Tamamlayıcı değil, destekleyici tedavi (terapi) başlığı altında çok çeşitli usuller tatbik edilmekte olup, burada 40'tan fazla yöntem hakkında kısa bilgiler verilmiştir.
    Maalesef, bu metotların gerçek tedaviden ŞARLATANLIK boyutuna kadar değişen yelpazede kullanıldığı görülmektedir. Bazıları geleneksel Çin ve Hint tıbbına aittir.

    AKUPUNKTUR
    Akupunktur terimi, Latince iki kelimenin birleşiminden oluşur:
    Acus: İğne; Puncture: Batırma
    Genel olarak, çelik, gümüş veya altından yapılmış özel akupunktur iğnelerinin belli akupunktur noktalarına batırılması ile yapılan tedaviye, akupunktur tedavisi denir.
    Akupunkturu telefon tuşlarına benzetebiliriz, nasıl ki belli numaraları tuşladığımızda, belli kişiler karşımıza çıkıyorsa, akupunktur iğneleri de belli noktalara uygulama yapıldığında, o noktalardan beyine uyarı gider. Bu uyarılar sonunda beyin ve uygulanan bölgeden salınan bir takım salgılar da gerekli tedavinin oluşmasını sağlar.
    Akupunktur'un tarihçesi, 3.000 yıl öncesine kadar uzanır. Çin'den köken alan bu tedavi dalı, bugün artık tüm dünyada ve ülkemizde, Tıp Fakülteleri'nde eğitimi verilen bir tıp disiplinidir.
    Öncelikle hasta akupunkturist doktor tarafından iyice muayene edildikten sonra (gerekli laboratuvar ve radyolojik tahlillerden sonra) tanı konur. Hasta muayene masasına hastalığın yeri ve hastanın durumuna göre yüz üstü veya sırtüstü uzandırılır. İsterse oturtulur.
    Akupunkturda çok çeşitli iğneler vardır. Bunlardan en çok kullanılanı çelik iğnelerdir. Bu iğneler hemen hemen kıl inceliğinde ve aynı zamanda çok sivridirler. Akupunkturist tarafından çok özel bir yöntemle hiç acı duymadan cilt altı veya kas içine batırılarak uygulanır. Bu noktalar bazen 20”“30 saniye uyarılıp çıkarılabilir. Çoğunlukla akupunktur iğneleri uygulandıktan sonra hasta genellikle sakin bir kabin veya odada 15 ile 45 dakika yatarak tedavi edilir.
    İğnelerin uzunluğu 0,5”“8 cm arasındadır. Kalınlıkları (Çapı) ise 0,16 ile 0,5 mm arasında değişir. İğneler genellikle disposable (bir kullanımlık) kullanılır veya otoklav (ameliyathane sterilizasyonunda kullanılan sistem) ile steril yapılır.
    Akupunkturda seansların sayısı hastalığın tipi, süresi ve hastanın yaşına göre farklılık gösterir. Bu 3 ila 30 seans hatta daha uzadığı durumlarda olabilir. Genellikle 7”“12 seans bir kür olarak kabul edilir. Her kür arasında 5 ila 10 gün ara verilir. Hastalığın seyrine göre kürlerin uzunluğu ayarlanır.
    Bazı durumlarda kulaklara 5 ila 15 gün kalıcı iğne (raptiye biçiminde iğne) uygulanabilir.
    İntradermal adını verdiğimiz cilt altı iğneler uygulanıp burada 1 hafta bırakılabilir.
    Ayrıca akupunktur noktalarına Lazer tedavisi de uygulanabilir.(Özellikle çocuk, çok yaşlı hastalarda ve iğne fobisi olanlarda)
    Akupunktur noktalarına elektro-akupunktur da (noktalara alternatif akım, düşük voltaj ve amperli) uygulanabilir. Hastalığın durumuna göre frekansı 2 ila 2000 Hz (saniyede verilen elektrik stimülasyonu) arasında değişir. Elektro-akupunktur ilk defa 1958 de Çin'de bademcik ameliyatı sırasında ağrı azaltıcı olarak uygulandı.
    Ayrıca; akupunktur noktalarına sono (ses) dalgaları da uygulanmaktadır.
    Amaç; hangi yöntem olursa olsun, akupunktur noktasını uyarmaktır. Bazen bu noktaları hemen her gün hepimiz bilip bilmeyerek basınç veya masaj yaparak uyarıyoruz. Örneğin; akşamları başımızın ön kısmı ağrıdığında gözlüklerimizi çıkartıp kaşlarımızın iç başlangıç alanını baş ve işaret parmağımızla uyarırız. Bazen de akşam yakınlarımıza omuzlarımızı ovalatıp, belimize masaj yaptırırız.
    Akupunkturda çeşitli yöntemler vardır.
    AKUPUNKTUR NOKTASINA UGULANAN YÖNTEMLER
    1-İğne
    2-Lazer
    3-Ultrason (ses dalgası)
    4-Elektro-akupunktu r(Noktaya belirli voltaj ve de frekansta alternatif akım uygulamak
    5-Moksa (noktayı ısıtmak amaçlı kullanılan bir bitki = Artemisya Vulgaris)
    6-Cupping (Kupa çekmek = şişe çekmek yani noktaya belirli bir ölçü ve sürede vakum uygulamak)
    7-Tuina, An-Mo, Acupresure (Akupunktur noktasına özel masaj uygulaması)
    8-Akupunktur noktasına belirli ilaçların enjeksiyonu (Serum fizyolojik, vitamin v.s.)
    9-T.E.N.S (Cilde iğne batırılmadan petler aracılığı ile elektrik akımı verilmesi)
    Bunlar:
    1-VÜCUT AKUPUNKTURU: Vücuttaki noktalar kullanılır. WHO (Dünya Sağlık Örgütü)'nun da resmi olarak kabul ettiği 361 ve 50 ye yakın da ekstra nokta vardır.
    2-KULAK AKUPUNKTURU: Gene WHO tarafından 150'yi aşkın kulak akupunktur noktasının etkili olduğu tespit edilmiştir.
    3-YÜZ AKUPUNKTURU: Yüzdeki bazı özel alanlardır.
    4-BURUN AKUPUNKTURU: Özellikle Amerikalı Doktor Ralph Alan Dale tarafından araştırılmaktadır.
    5-AYAK AKUPUNKTURU
    6-EL AKUPUNKTURU: Suchzok Akupunkturu
    AKUPUNKTUR'UN BİLİMSEL TEMELLERİ (ETKİ MEKANİZMASI)
    1-Analjezik (Ağrı kesici) etki
    2-Homeostatik etki (otonom sinir sistemini dengeleyici etki)
    3-İmmün sistemi (Bağışıklık Sistemini) artırıcı etki
    4-Sedatif (Sakineştirici) etki
    5-Psikolojik etki
    ANALJEZİK (AĞRI KESİCİ) ETKİ
    Ağrı subjektif (kişiye özgü) bir bulgudur. Hoş olmayan bir duygu tecrübesi olup doku hasarından kaynaklanır. Akupunktur'un ağrıyı azaltmasında 3 teori ortaya atılmıştır.
    Akupunktur uyarımı sonrası metenkefalin ve de B-endorfin (Vücudun ürettiği morfinler) seviyesi artar bu da ağrının azalması ve kişinin rahatlaması, sakinleşmesi açısından önem taşır.
    HOMEOSTATİK (DENGELEYİCİ) ETKİ
    Otonom sinir sistemi iç organların çalışmalarına sürekli ve otomatik olarak kontrol eder. Sistem, dolaşım, boşaltım, solunum, sindirim ve üreme fonksiyonlarını ayarlar ve düzenler. Otonom sinir sistemi iç organ sistemlerini vücut sıvıları içindeki su, elektrolit, asit, baz dengesini de kontrol altında tutmaktadır.
    Aynı şekilde damarlar üzerinde vazokonstrüksiyon-vazodilatasyon (kasılma-gevşeme) yaparak hipertansiyon tedavilerinde, gene mide aynı şekilde uyarılarak mide hareketlerinin ve asidinin azaltılması sonucu gastrit ve duadenal (On iki parmak barsağı) ülser tedavilerinde çok faydalıdır.
    İMMÜN (BAĞIŞIKLIK) SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİCİ ETKİSİ
    Akupunkturun bilimsel olarak vücut direncini artırdığı tespit edilmiştir. Örnek verirsek Mide 36 no'lu (Diz kapağının altında ve ön yüzde bulunur) nokta uyarıldığında kandaki akyuvarlar(lökosit ve lenfosit)'ın arttığı, aynı zamanda lökositlerin fagositoz dediğimiz bakteri ve virüsleri yok etme gücünü artırdığı tespit edilmiştir. Özellikle T-lenfositlerin (Akyuvarlar) salgıladığı interferon seviyesinde belirgin bir artış bulunmuştur.
    Lökosit sayısı akupunktur uygulandıktan 3 saat sonra artar ve 24 saat kanda kalır.
    Dolayısıyla akupunktur, hem hücresel (fagositoz=mikrobu öldürme etkisi), hem de antikor immün sistemini uyarır ve fonksiyonlarını arttırır.
    SEDATİF (SAKİNLEŞTİRİCİ) ETKİ
    Akupunktur tedavisi süresince beyin aktivitesi değişir EEG'de delta ve teta dalgaları azalırken beta dalgaları artar. Bu da kişilerin uyumasını ve stresten arınmalarını sağlar.
    Sonuçta akupunkturun sedatif etkisi dolayısıyla epilepsi, ilaç bağımlılığı, fobi, anksiyete (özellikle sigara bağımlılığı tedavisinde) etkilidir.
    PSİKOLOJİK ETKİ
    Beyinde dopamin ve beta endorfin salgısını artırarak sakinleştirici ve rahatlatıcı etkileri olur. Ayrıca akupunkturun antidepresan etkisi de vardır. Bunu vücuttaki serotonin salgısını artırmakla gerçekleştirir.
    AKUPUNKTURUN UYGULANMADIĞI DURUMLAR
    1-Özellikle hamileliğin ilk 3 ayı içinde bazı akupunktur noktaları (alt karın ve bel noktaları gibi) kesin kullanılmaz, düşüğe neden olabilir. Yalnız hamilelik kusmalarında akupunktur kullanılabilir.
    2-Ameliyat edilmesi kesin vakalarda.
    3-Kanserli vakalarda ise sadece ağrıyı azaltmak için kullanılabilir.
    4-Kanama hastalıklarında (Hemofili gibi).
    5-Antikoagülan (pıhtılaşmayı azaltan ilaçlar) kullanan hastalarda dikkatli kullanmak gerekir.

    AKUPRESSUR
    Çinliler tarafından iğnesiz akupunktur olarak da adlandırılır. Enerji noktalarına bası ile uyarı yapılır. Sıkışmalar giderilir ve enerji akımı sağlanır.

    MANYETİK AKUPUNKTUR KUPASI
    Bu kupalar, manyetik tedavisi, ilaç sızdırma, kupa çekme teknikleri bir araya getirilerek oluşturulmuş hastalık tedavi etme metodudur. Akupunktur noktaları manyetik alanın etkisinde kaldığından, o bölgedeki bazı enzimlerin aktivitesi çoğalır ve biyoelektriki düzelme olur.

    TENS (Transkutan Elektrische Nervan Stimülasyon) ve İNFRARED
    Deri üzerinden elektrikle sinirlerin uyarılması anlamına gelir. Bu cihazla ağrıyan yerlerin uyarılması ile ağrıların azalmasına sebep olur. Aynı zamanda kasların istem dışı çalıştırması ile fazla kalori yakılması ve kasların güçlenmesini sağlar. Bu nedenle güzellik merkezlerinde lokal zayıflama ve selülit tedavisinde de kullanılır. İnfrared ışınları havayı ısıtmadan direkt objeyi ısıtır. Tıpta ağrı giderici amaçla ve TENS'le birlikte kullanılabilir.

    LAZER TEDAVİSİ
    Lazer, çeşitli dalga boylarındaki yoğunlaştırılmış bir ışık ışınıdır. Lazer tedavisi organizma içinde fizyolojik değişiklikleri uyaran ve bu sayede iyileşme sağlayan bir metoddur. Lazer ışını iğne yerine kullanılabilir. Akupunktur uygulamasında kullanılabilen lazerlerde vardır. Dalga boyları ve frekanslarına göre değişik amaçlarda kullanılır.

    BİOFOTON TEDAVİSİ (FOTON TERAPİ)
    Bu yöntem Prof. A. Popp tarafından getirilmiştir. Foton ya da quantum olarak adlandırılan ışık huzmelerinin deriden emilip vücuda yayılması sonucu hormonal sistemi ve hücreleri etkileyerek ışığın iyileştirici gücünü kullanma sistemine dayanır. Tedavi sonrası endorfin seviyesinde artış, kortizon seviyesinde azalma göstermiştir.

    RENK TERAPİSİ (KROMOTERAPİ)
    Chakra (Şakra) adı verilen enerji merkezleri vücutta 7 adettir ve her biri belli organları yönetir. Her şakranın belli bir rengi vardır. Ve o renk o şakranın yönettiği organlara ait rahatsızlıklarda kullanılır.

    HİPNOZ
    Bireyin uyku hali olmadan farkındalığının kaybolmadığı, düşünebildiği, talebe bağlı telkin alabilme halidir.
    Hipnoz; söz, hayal gücü ya da bazı yardımcı maddeler kullanılarak oluşturulan kişinin duygu, düşünce algı ve bellek işlevlerinde değişikliklerin gerçekleştirilebileceği özel bir bilinç halidir. Hipnoz uyku değildir. Herkesin hipnoza girmesi mümkün olmayabilir. Kimisi çok kolay hipnoz olur. Hipnozdaki kişi istemediği telkinleri reddeder (ahlaki değerlere ters düşen ya da sırlarını deşifre eden) ya da hipnozdan çıkabilir.

    NEFES TERAPİSİ
    Bilinçli ve doğru nefes alıp vermenin pek çok olumlu etkileri vardır. Her gün aldığımız toksinlerin büyük bir çoğunluğu nefes ile atılıyor. Derin ve tam nefes aynı zamanda iç organlar ve karın kaslarına masaj yapıyor. Etkin nefes almak fiziksel faydaların yanında duygusal strese de faydalı geliyor.

    MEDİTASYON
    Meditasyon zihinsel düşünce aktivitelerinin yatışmasına izin verir. Bu da zihnin daha barışçı, sakin, sevgi dolu ve odaklanmış bir hale gelmesiyle sonuçlanır. Meditasyon farkındalığın tazelenmesidir.

    CHİ GONG (QİGONG)
    Fiziksel çalışma, felsefe, koruyucu hekimlik ve tedavi edici hekimlik konularını kapsayan bir Çin sistemidir. Tıbbi Chi Gong, daha yüksek yaşamsal enerjinin sağlanması ve bilinçli bir şekilde kontrol altına alınmasıdır. Meditasyonla birlikte nefes egzersizleri gerektirir. Sağlık koruma veya iyileştirme süresinde hasta aktif katılımcı olmalıdır.

    AYURVEDA
    Ruh ve beden yapısına göre kişiye özel yaşam biçimi oluşturuluyor. Ayurvedaya göre sağlığı korumak, tedavi etmekten daha önemlidir. Dosha adı verilen beden yapıları hangi tür hastalıklara meyilli olduğunu gösterir. Bu beden tipleri vata, pitta ve kapha olarak sıralanır.

    REİKİ
    Reiki, şifa ve aydınlanma sistemidir. Bir şifa tekniği olarak hem kendimizde hem başkasında kullanabiliriz. Reiki enerji ve şifadır. Bazıları bunun tanrıdan geldiğini, bazıları ise iyileştiren yedi şifa ışığından biri olduğu tezini savunur. Reiki vücuda enerji verir ve iyileşmesine yardımcı olur.

    BİYOENERJİ
    Biyoenerji kozmik kaynaklı bir enerjidir. Kozmik enerji hiç kesilmeden devamlı olarak kainat üzerinde akmaktadır. Kainatın ve onun içinde yer alan tüm unsurların hayat hareketlerine devam etmesi buna bağlıdır. Biyoenerjist, kozmik biyoenerji akımını kendi kristal görevi yaparak toplayıp, çok yüksek değerde yoğunlaştırarak tedavi edeceği kişinin bedenine aktarır.

    BİYOREZONANS (MORA TERAPİ)
    Maddenin çevresinde oluşan elektromanyetik alandaki foton yayılımların tedavi amacıyla kullanılmasıdır.
    Maddenin elektromanyetik frekansın ayna görüntüsü yaratılması ve bu ters çevrilmiş frekansın el ve ayaklar yardımıyla vücuda verilmesidir.

    MANYETİK ALAN TEDAVİSİ (Manyetoterapi)
    Girişimsel olmayan, doğal ve hassas bir tedavi şekli olan manyetik alan etkilenmesine dayanan fiziksel bir tedavi metodudur. Manyetoterapi teknolojinin beraberinde getirdiği elektromanyetik kirlenme ortamının (cep telefonu, bilgisayar, yüksek gerilim hatları, elektrikli eşyalar, mikrodalga fırınlar) insan vücudunda oluşturduğu zararlı etkileri ortadan kaldırarak doğal bir ortam oluşturur.

    KRİSTALLERLE TEDAVİ
    Kuvarsların yanında bütün değerli taşların şifa gücü vardır. Takı olarak kullanıldıkları zaman bunların elektromanyetik güçleri eterik beden (enerji alış verişini yapan beden tabakası) denen dış enerji alanlarını güçlendirir.

    NEUROBİO FEEDBACK (Nörobiyofidbek)
    Zihnin beden üzerinde gösterdiği etki olarak tanımlanır. Olağan hallerde fiziksel işlerin tümü beyin ve sinir sistemi tarafından gerçekleştirilir. Bedende sorunlara yol açan ve stresin ortaya çıkmasına neden olan bazı durumlarda zihin direk tepki verir. Biofeedback'ın amacı ise bu gibi durumlarda vücudun fiziksel görevlerinin düzenli kalması konusunda kişiyi eğitmektir.

    NLP (Neuro Linguistik Programlama)
    NLP, zihin ve dil arasındaki etkileşimin davranışlara nasıl yansıdığını tarif eder ve insan yaşamındaki 3 unsura odaklanmıştır.
    Nöro: Nörolojik sistem vücudumuzun fizik faaliyetleri ve beş duyu organından gelen bilgileri işlemeyle ilgilidir.
    Lunguistik: Kullandığımız dilin çevremiz ve kendimizle kurduğumuz iletişimimizi ve bunun etkinliğini düzenler.
    Programlama: Hepimizin kullandığı zihnin süreçlerini ifade eder.
    İsterse her insan BAŞARIR. Her insanın içinde keşfedilmeyi bekleyen büyük, sınırsız bir güç vardır. Size zor gibi görünen hemen her şeyi yapabileceğinizi başaracağınızı gözlerinizi yumun ve hayal edin düşünün!
    Görüş açınızı değiştirerek; Negatif görünüşlü hemen her şey, yeniden çerçevelenerek pozitif hale, yani kendi lehimize dönüşebilir.

    MÜZİK İLE TEDAVİ
    Müzikal sesleri diğer seslerden ayıran en büyük özellik belirli bir ritm kalıbı içinde birbiriyle uyumlu sesler topluluğu olarak algılanmasıdır. Melodi ve ritm müzikal olgunun gerçeğinde Türklerde dans, melodi ve ritim birçok amaç için kullanılmıştır.

    MANUEL TERAPİ
    Elle yapılan tedavidir. Manuel tedavi eklemlerdeki hareket kısıtlılığını düzeltmek, ağrı ve fonksiyonel bozuklukları gidermek amacıyla yapılan bir tedavidir. Genelde omurga rahatsızlıklarında kullanılır. Eğitim almış kişilerce uygulanmalıdır.

    MASAJ TEDAVİSİ
    Cildin ovulması kanın bütün vücut boyunca daha hızlı akması ve toksinlerin atılmasına sebep olur. Masaj hem duygusal hem fiziksel rahatlamaya sebep olur. Çeşitli masaj şekilleri vardır.

    ÇAMPİSAJ
    Hint usulü baş masajı. 5000 yıldır Hindistan'da uygulanan bu baş masajı yöntemi zihni dinlendiriyor ve rahatlatıyor, beden duygusal sorunlardan arınıyor. Böylece dinlenmiş bedenin iyileştirme gücü ortaya çıkıyor. Masaj aromatik yağlarla yapılıyor. Kan dolaşımı hızlanıyor. Hücre ve dokuların beslenmesi artıyor ve bedenin toksinlerden arınması sağlanıyor.

    REFLEKSOLOJİ (Ayaktan Tepeye Şifa)
    Refleksoloji, vücudun tüm organ ve sistemlerine karşılık gelen refleks noktalarının bulunduğu ayaklara yapılan bir masaj şekli. Ayaklara basınç uygulanarak bedendeki enerjinin harekete geçmesi sağlanır. Sadece fonksiyonel rahatsızlıklarda başarılı sonuçlar alınıyor.

    OSTEOPATİ
    Uzun yıllardır uygulanan bu doğal tedavi yöntemi kas, kemik, eklem ve sinirlerdeki düzensizliklerin belli hastalıkların temelini oluşturduğu anlayışına dayanır. Elle manipülasyonla bedeni iyileştirme gücü ortaya çıkar.

    KİROPRAKTİK (Kayropraksi)
    Vücut fonksiyonlarını yeniden dengelemek için eklemlerin elle düzeltildiği bir uygulamadır. En çok omurga üzerinde çalışır. Kayropraktik uzmanı hastanın şikayetlerini dinler, onu fiziksel olarak muayene eder, özellikle sinir sistemi ve omurgaya, durum ve kas dengesizliklerine önem verir. En çok sırt, baş, boyun, omuz ve kol ağrılarının tedavisinde kullanılır.

    KİNESİOLOJİ
    Belli kaslara uygulanan bir bası ve vücuda soru sorma yöntemi ile vücuttaki sağlık sorunlarını ve enerji blokajlarını ortaya çıkarma yöntemidir. Bir olumsuzluk veya blokaj varsa adale yeterli direnç gösteremez ve pasif hale gelir. Bu test de bize önemli ipuçları verir.

    NATUR TERAPİ
    İnsanın psikofizik dengesini kurmaya yarayan doğal tekniklerin bileşimidir. Bunlar psikolojik, fiziksel ve mekanik yorgunluk sonucunda kaybolan vücut direncinin yeniden kazanılması için kullanılan doğal tekniklerdir. Kasların gevşemesine yönelik hareketler, düzgün beslenme ve jimnastik akla gelen bazı uygulamalardır.

    MAKROBİYOTİK BESLENME
    1880'li yıllarda Sagen Ishizuka adlı Japon doktor tarafından ilk defa denendi. Dengeli ve sağlıklı bir yaşam biçimidir. Bütün dünya ruhsal, bedensel (beslenme, egzersiz) ve zihinsel değişime doğru gitmektedir. Tao, Ayurveda, Yoga ve benzeri spiritüel öğretiler sonuçta bizleri dengeli ve sağlıklı bir yönde büyüyebilmeye götürüyor.

    MAKROBİYOTİKLER
    Doğu felsefesince mevsimlere, iklimlere ve ülkelere göre hazırlanmaktır. Vücudun kimyasını değiştirip yalnızca toksinlerden arınmakla kalmayıp kandaki sağlıklı hücrelerin yeniden yapılanmasını sağlar.

    HİRUDOTERAPİ (Sülük Tedavisi)
    Tıbbi amaçla kullanılan sülüklerin çenelerinde 60-100 arasında diş bulunur. Yarım saatlik sülük tedavisinde bir sülük ağırlığının 5-10 katı kan emer. Sülükler kan emerken vücuda kendi ürettikleri salgıyı verirler. Bu salgı 100'e yakın bioaktif madde içerir. Bu maddenin bir kısmı kanın pıhtılaşmasını engelleyen, bir kısmı oluşmuş pıhtıyı eritmek, bir kaçı ağrı kesici özellikler sergilemekte, bir kısmı ise kan basıncını dengelemektedir. Ayrıca sülük tedavisinin antibakteriyel, antioksidan ve antidepresan özelliği de vardır.

    HİDROTERAPİ
    Suyla tedavi anlamına gelir. Su tedavisi ile ilgili ılıcalar, kaplıca ve havuzlar mevcuttur. Susuz hayat olmayacağı gibi, susuz tedavide olmaz.

    KOLON HİDROTERAPİ
    Kolon hidroterapi, kalın bağırsakların temizlenmesi işlemi olup, hem sindirim sistemine ait fonksiyon bozukluklarında hem de bağışıklık sistemine ait pek çok hastalığın tedavisinde kullanılır. Özel bir cihazla bağırsaklar yıkanır. Kolon civarına yapışmış toksin kalıntıları vücuttan atılmış olur. Beden zehirlenmesinde bu kolondaki toksik artıkların önemi büyüktür.

    FİTOTERAPİ
    Kelime anlamıyla bitkisel tedavi demektir. Kimyasal ilaçların önemli bir bölümü alerjilere, bağışıklık sisteminin bozulmasına, çeşitli organlarda toksik etkilere, deri dökülmelerine sebep olmaktadır. Bu sonuçların ortaya çıkması insanlarda doğal bitkisel ilaçlara büyük bir ilginin doğmasına sebep olmuştur. Şifalı bitkilerden bahsederken holistik yani bütünsel tıpta, bitkilerle bedenimizdeki bozulmuş dengeleri düzelterek daha sağlıklı olmak mümkündür.

    AROMATERAPİ
    Aromalı kokan bitkilerin kullanımı esasına dayanır. Vücut ve ruh, aromaterapide bir bütün olarak ele alınır ve herhangi birinde meydana gelen bir hastalık veya düzensizliğin diğeri üzerinde de olumsuz etkiler yaratacağını kabul eder. Vücutta dengeyi amaçlayan aromaterapi, vücut ve zihni uyarmak yoluyla kendi kendini desteklemesi ve iyileştirmesi metoduna dayanır.

    BACH ÇİÇEK TERAPİSİ
    Hastalıkların çoğu fiziksel değil zihinsel ve duygusal kaynaklıdır. Korku, kaygı, umutsuzluk, yorgunluk, acı çekme gibi problemler birçok hastalığa zemin hazırlar. Çeşitli bitki, çiçek ve ağaçlar duygusal problemlerin tedavisine destek olur. Bitkilerin pozitif gücü bedenimize nüfus ederek bize pozitif bakış açısı kazandırır. Kendimiz, olumlu, sağlıklı, canlı, mutlu güvende hissederiz.

    MEZOTERAPİ
    Orta deri tabakasının tedavisi anlamına gelir. Bu yöntemle hastalığa uygun ilaç karışımı hazırlanır. Tedavi edilecek cilt bölgesine 5-6 mm'lik küçük iğnelerle özel bir teknik kullanılarak, 1 cm'lik aralarla uygulanan enjeksiyon yöntemidir. Hastanın durumuna göre 10-15 seans sürebilir. Özellikle ağrı, selülit, çatlak ve lokal yağ eritme işlemlerinde kullanılır. Genelde 15 seans sonunda 2 beden incelme ve pürüzsüz cilt olur.

    LİPOLİZ
    Özel bir yağ eritici enzimin mezoterapi tekniği ile lokal zayıflama amacıyla kullanılmasıdır. Lipolizde de 6-10 seans sonra, 2 beden incelme olabilir.

    ELEKTROLİPOLİZ
    Özel bir zayıflama yöntemi olup, lokal yağ fazlalığı olan yerlere uygulanır. Yağ tabakası içine özel iğnelerle belli frekans ve güçte elektrik akımı verilerek yağların parçalanması esasıdır.

    OKSİJEN TERAPİ (air energy) S.O.E (Singlet Oxygen Energy)
    Bu metot, doğada yeşil bitkilerce geliştirilen oksijen; tepkimeye daha kolay girme ve akciğerlerdeki alveollerden kana daha kolay taşınabilme eğilimindedir. Doğadaki oksijen özel bir cihazla aktif O2 bileşiğine dönüştürülmesi ve alveollerden kana daha kolay taşınabilir hale getirilerek hücre beslenme ve yenilenmesini maksimum düzeyde etkileme esasına dayanır.

    OZON TEDAVİSİ
    Ozon, O2+O=O3 formülü ile gösterilen oksijen bileşiğidir. Yarılanma ömrünün kısa olması nedeniyle dakikalar içinde ozon molekülü kırılır ve güçlü oksidan ajan olan tek oksijen atomunu bırakarak stabil O2 molekülüne dönüşür. Ozon, antibakteriyel, antifungal, antiviral özellikleri ile çeşitli hastalıklarda, kan dolaşımını düzenleyici özelliği ile arteryel ve venöz dolaşım bozukluklarında ve bağışıklık sistemini aktive edici özellikleriyle kronik hastalıkların tedavisinde kullanılan bir yöntemdir.

    HOMEOPATİ
    Sağlığa kavuşturma sistemi olup, benzeri benzer ile tedavi etme temeline dayanır. Hastanın ihtiyacı olan uygun drog seçilir. Bunu belirlemek oldukça zordur. Uygun drog inceltilir (iyice dilüe) edilir. Drog ne kadar inceltilirse tedavi etkisi o kadar iyi olur. İnceltilmeyen droglar kişi üzerinde zehirlenme etkisi yapabilir. Uygun drog bağışıklık sistemini harekete geçirerek tedavi edici etkiyi gösterir.