YASİN'İ DİRİYE OKUMAK (7-8 ) - Orhan ARSLAN | Milli Vicdanın İlimle Hicreti
  • YAZARLAR
  • Emrullah ÖNALAN
  • Mehmet Zeki İŞCAN
  • Cevat GERNİ
  • Hasan SAĞINDIK
  • Seyfullah TÜRKSOY
  • Menderes ALPKUTLU
  • Lütfü ŞEHSUVAROĞLU
  • Turan GÜVEN
  • M. Hanefi PALABIYIK
  • Kemal Polat
  • İrfan SÖNMEZ
  • Mustafa AKIN
  • Hacı GÜRHAN
  • Hafize ŞAHİNER
  • Fatma Sönmez
  • Ahmet ÜNAL
  • İrfan SEVİNÇ
  • Şahabettin YILDIZ
  • Oğuzhan ÖLMEZ
  • Ahmet Coşkun DÜNDAR
  • Muharrem BİTİREN
  • Mehmet SAĞLAM
  • Mete ÖZDİKİCİ
  • Ahmet ÖZTÜRK
  • Ufuk ÜNAL
  • B.BARIŞ KERİMOĞLU
  • M.Çağdaş ÇAYIR
  • Ahmet İZZETGİL
  • ERHAN HAŞLAK
  • Veysel AŞKIN
  • Suat UNGAN
  • Hayrullah DEMİR
  • Cemil İLBAŞ
  • Tahsin BULUT
  • Coskun KÖKEL
  • Bülent KARAKELLE
  • Senar BAŞAK
  • Küşat TAŞKIN
  • Orhan ARSLAN
  • Hakkı DURU
  • Hüseyin AKDOĞAN
  • Osman Kenan AKSOY
  • Hayrettin NEŞELİ
  • Kerim Alperen İBİŞ
  • R.Alparslan TOMBUL
  • Mehmet DOĞAN
  • Ali ARASOĞLU
  • Manaf BAGİRZADE
  • Zülfikar ÖZKAN
  • Veysi ERKEN
  • Abdulnasir KIMIŞOĞLU
  • Ömer YÜCE
  • Cengiz Yavilioğlu
  • Kemal YAVUZ
  • M.Lütfü YILDIZ
  • Orhan İBİŞOĞLU
  • Mehmet OKKALI
  • İsmet TAŞ
  • İsmail GÜVENÇ
  • M.Alperen ÇÜÇEN
  • Orhan KAVUNCU
  • Mustafa Toygar
  • Mete GÜNDOĞAN
  • Sadi SOMUNCUOĞLU
  • Ertugrul ASİLTÜRK
  • Yunus EKŞİ
  • Muhammet Esat KESKİN
  • Yücel OĞURLU
  • Aynur URALER
  • Hasan Gökhan Kotan
  • Mehmet Akif OKUR
  • Bozkurt Yaşar ÖZTÜRK
  • Mahmut Celal ÖZMEN
  • Fazlı POLAT
  • Mustafa İLBAŞ
  • Serkan AKIN
  • Musa IŞIN
  • Gündüz GÜNEŞ
  • Enver Alper GÜVEL
  • Necdet TOPCU
  • Onur ERSANÇMIŞ
  • Mehmet Bozdemir
  • Fahri Akmansoy
  • M. İkbal Bakırcı
  • M.Talât UZUNYAYLALI
  • Rubil GÖKDEMİR
  • Zeki ŞAHİN
  • Özkan ÖZKAYA
  • Dr. Muhsin YILMAZÇOBAN
  • İparhan UYGUR
  • Sami ŞENER
  • Hakkı ÖZNUR
  • Mehmet MUTLUOĞLU
  • Nurettin KALDIRIMCI
  • Ali Rıza MALKOÇ
  • Namık Kemal ZEYBEK
  • Atilla BİTİGEN
  • Mahmut Zeki ÇABUK
  • Emre KESKİN
  • Şener MENGENE
  • Selami BERK
  • Mehmet MUTLUOĞLU
  • Abdullah NEHİR
  • Gafur OTURAK
  • Recai ÇELİK
  • Ahmet Berhan YILMAZ
  • Nazmi ÖLMEZYİĞİT
  • Necdet BAYRAKTAROĞLU
  • Tarık Sezai KARATEPE
  • nikaO
  • Mustafa Duman
  • Ramazan ASLANBABA
  • Feyzullah BUDAK
  • Mahmut Esfa EMEK
  • Orhan SÖYLEMEZ
  • Asiye TÜRKAN
  • MİLLİ VİCDAN
  • KONUK MAKALELERİ
    YASİN'İ DİRİYE OKUMAK (7-8 )
    Yazar: Orhan ARSLAN
    Günlük ibadetlerimizi güneş, yıllık ibadetlerimizi de ayın hareketlerine göre yaparız. Hurmanın sapının ağaçtan düştükten sonra gün geçtikçe incelip, sararıp ve kıvrıldığı gibi, ayın ve hayatımızın dolunayı da hilale doğru kıvrılır, gider.
    millivicdan.org - 4. KONU: SÜNNETULLAH: Azarsan helâk edilirsin”¦
    (20. Ayette gelen yiğit adamın sonunu mu merak ediyorsunuz? Onu Kur'an söylemiyor. Kur'an söylemiyorsa kafa yormaya gerek yok; ölmüş, ya da öldürülmüş olabilir)
    28. AYET: “O zattan sonra kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik; daha önce de asla indirmiş değiliz ( bizim böyle bir geleneğimiz de yok zaten, biz ordu indirmeyiz ).”
    29. AYET: “Sadece korkunç bir ses (çığlık) yeter. Bir anda kül gibi sönüp gittiler.”
    30. AYET: “Yazıklar olsun o kullara ki, ne zaman kendilerine bir elçi gelmişse onu alaya aldılar.”
    Bir peygamberle karşılaşmış olmaları gerekmez. Peygamber ve onun Risalet öğretileri ile alay ederler; günümüzdeki gibi.
    31. AYET: “Onlar görmediler mi ki, kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettik. Onlar artık bir daha kendilerine dönmeyecekler.”
    Giden gelmeyecek. Reenkarnasyon, ruh göçü vb. bu ayet reddediyor; hiçbir insan bir ruhla iki bedende yaşamış olamaz.
    32. AYET: “ Mutlaka hepsi, bizim huzurumuzda hazır bulundurulacaklardır.”
    Ne kadar hepsi? Bütünüyle hepsi, hem eskiler hem yeniler; öncekiler sonrakiler, istisnasız tamamı.


    Rabbimiz! Bizi Sünnetullahınla ikaz ediyor ve her zaman olduğu gibi korumaya çalışıyorsun. İstiyorsun ki, Senden hiç ayrılmayalım. Biz Senden iki dünyada da hiç ayrılmıyoruz ki?
    Atamız Yavuz Sultan Selim'imiz de Senden ayrılmamıştı:
    Hastalığı ağırlaştığında nedimine dönerek; “Hasan Can, bu ne hâldir?” sorusuna aldığı; “Sultanım, Allah ile olacak zamandır” cevabına; “Hasan Can, bizi bunca zamandır kiminle bilirdin? Hakk'a teveccühümüzde kusur mu gördün?” demiş ve cennete doğmuştur.

    Biz o Yavuzlara layık torunlar olmak istiyoruz.

    5. KONU: TEKVİNİ AYETLER 33-44 (Yasin'in en öneli konuları)
    Rabbimizin 3 kitabı var:
    1. Tenzili kitap, indirilen kitap ve ayetleri: Levhi Mahfuzdaki tek bir ana kitaptan Peygamberlere indirildi. (Bakara 2/177).
    2. Kâinat kitabı ve ayetleri (Tekvini kitap, Kevni kitap, yaratılmış kitap, yarattığı mahlûkatla tabiata yerleştirdiği kitap)
    3. İnsan kitabı ve ayetleri.
    Kur'an'da, eski milletler ve kavimlerin hayat şekilleri var: Kıssalar. Bunlar orijinal değil, çünkü önceki kitaplarda da var. Konu orijinal değil ama, sunum orijinaldir. Önceki kitaplardaki eksik ve yanlışlar, Kur'an'da düzeltilerek verilir.
    Hem konu, hem de sunumu orijinal olan kâinatla ilgili bu ayetler Tevrat ve İncil'de yok. Bunlar Kurana özel konulardır.
    Aslında Müslümanlar insanlığa bunları bihakkın sunabilse, Kur'an daha kolay anlatılacaktır.
    Mesela: “Gökleri sizin görmediğiniz direkler vasıtası ile yükselttik (Rad 13/2).” Nasıl bir direk bu? Biz bu medeniyetin lokomotifi olmalıydık.
    33-44 arasındaki bu 12 kâinat ayetinde 7 tane konu başlığı var. Sırasıyla ayetler bize inzal olsun inşallah:
    1. KONU: ÖLÜ TOPRAK: (Onlar için ölü toprak bir ayettir; ibret, ders, mucize, delil ve bir hakikattir)
    33. AYET: “Ölü toprakta onlar için bir ders vardır: Onu Biz dirilttik, beslenmeleri için ondan tohumları çıkardık.”
    Toprağın üzerinde bir şey yoksa o toprak ölüdür. Biz o toprağı diriltiyoruz, ona can veriyoruz, o topraktan habbe, hububat çıkartıyoruz; diğer anlamı da tohum, tane, ürün.
    Hububat; Hbb sevmek kökünden gelir. Habib seven sevilen, mahbub sevilen, muhabbet sevgi demektir.
    Hububatın can kazanması, Mahbub olan Allah'ın, muhabbetinin tecellisine bağlıdır. Tecelli etmezse hububat çıkmaz
    Onlar o ürünü yerler, ancak bir bölümünü yerler; obur gibi hepsini yemesinler, başkalarının hakkını da düşünsünler.
    34. AYET: “Orada hurmalıkları ve üzüm bağlarını Biz var ettik; yine orada su gözelerini Biz çağlattık”
    Bahçeler ve su: Orada üzümü, hurmayı önce siz dikmediniz, biz yarattık. Yeryüzünü su kaynağı yaptı. Suyu toprağın içine biz koyduk, orayı su gözesi yaptık.
    35. AYET: “ Ki onunla yetişenlerden ve elleriyle ektikleri ürünlerinden yiyebilsinler. Hala şükretmeyeceksiniz, öyle mi?”
    Bunları niçin yarattık? Yesinler diye.
    Ayrıca, elleriyle yaptıkları şeyleri de yesinler: “ Biz üzüm yaratırız, sen ondan pekmez, sirke yaparsın; biz buğday yaratırız, sen ondan ekmek, makarna, baklava vb yaparsın”
    Neden hala şükretmiyorsunuz?

    2. KONU: KÂİNATTAKİ ÇİFTERLİ YARATILIŞ
    36. AYET: “ Şanı ne yücedir O'nun ki, yeryüzünün tüm bitkilerini, insanların bizzat kendilerini ve hakkında henüz hiçbir bilgiye sahip olmadıkları şeyleri çifter çifter O yarattı.”
    Yaratılmış her şeyin bir karşıtı vardır. Ancak, “çiftler ne?” tamamını bilmiyoruz.
    Çiftleri yaratan Allah, 3 farklı çiftten bahsediyor:
    1. Arzın bitirdiklerinden çiftler yaratmış Allah. Su-toprak, toprak-tohum, su-tohum, tohum-filiz, gövde-kök, çiçeklerdeki erkek-dişi ve artı-eksi
    2. İnsanlardan da çiftler yaratmış Rabbimiz. İnsanlar ya erkektir, ya dişidir. Bunun 3.'sü yoktur. Hünsa-erdişi hali bitkilerde vardır (kendine döllek). İnsanlarda; omurgalılardaki iki cinsiyet geninin dengesizliğinden kaynaklanan karşı cinse benzeme, bir aykırılıktır ve bir hastalıktır. Asla bir cinsel tercih olmamalıdır, tedavi edilmelidir.
    3.Henüz bilinmeyen çiftler: Bunlar şimdilik bilinmiyorlar, bir müddet sonra bileceğiz inşallah.
    Pek çok biyolojik ve bilişim bilgileri daha yeni öğreniliyor. Kâinat kitabını okumaya ve tefsir etmeye devam etmeliyiz.
    Her şeyi Allah bilir, ama yeryüzü halifesi olarak görevlendirdiği bize de bildirir.
    “El Rahman, Allemel kuran” Rahman Kur'an'ı öğretti. Kur'an yoluyla bizim terbiyecimiz ve hocamız olan Rabbimiz, isteğimiz ve liyakatimiz ölçüsünde bize her türlü bilgiyi lütfetmektedir. El Âlim'den bilgi akışı sümektedir. Buyur, al!
    Esmanın tamamını Âdeme öğreten Allah, bize de öğretmeye kesintisiz devam ediyor.

    3. KONU: GECE (ZAMANLA ALAKALI)
    37. Ayet: “Gecede de onlar için bir ders vardır: Biz ondan gündüzün ışığını çekip alırız da, onlar aniden karanlıkta kalakalır.”
    Gündüzün geceden soyulup alınması, öbür tarafta da gecenin alınıp gündüzün çıkması, ancak yuvarlak nesnelerde olur; dünya yuvarlaktır.
    Gece çok önemli bir ayettir, insan için önemlidir, çünkü hayatın %50'si gecedir.

    4. KONU: GÜNEŞ (GÜNEŞ DE BİR AYETTİR)
    38. Ayet: “Kendi yörüngesinde seyreden güneş de bir delildir. Bu, her şeye gücü yeten ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir.”
    Beş mana çıkar bu ayetten ve hepsi de doğrudur:
    - Güneş kendi ekseni etrafında 25 günde bir döner
    - Güneş, galaksinin hareketine bağlıdır
    - Zamanı belirler (kıyamet gününe kadar akar)
    - Hiç durmadan devam eder
    - Kendi istikrarını bulmak için hareket eder.
    İzzet ve ilim Allah'ındır; doğrusunu Allah bilir. Allahu Ekber!

    5. KONU: AY (AY DA BİR AYETTİR)
    39. AYET: “Aya da duraklar takdir ettik, sonunda kuru hurma sapı gibi (hilal) olur”
    Ayın;
    - Hilal,
    - İlk dördün,
    - Dolunay,
    - Son dördün,
    - Hilal
    Olmak üzere 5 evresi vardır.
    “ Allah, Aya; yılların sayısını bilmeniz için duraklar takdir edendir (Yunus 10/5)”
    Günlük ibadetlerimizi güneş, yıllık ibadetlerimizi de ayın hareketlerine göre yaparız.
    Hurmanın sapının ağaçtan düştükten sonra gün geçtikçe incelip, sararıp ve kıvrıldığı gibi, ayın ve hayatımızın dolunayı da hilale doğru kıvrılır, gider.

    6. KONU: GEZEGENLER ÇARPIŞMAZLAR
    40. AYET: “Ne güneş ayı yakalayıp çarpabilir, ne de gece gündüzü örtebilir. Zira her biri bir yörüngede hareket edip dururlar”
    Onların her biri bir yörüngede tesbih ediyorlar, görevlerini yapıyorlar. Güneşin teşbihi ışık vermesi, ayın tesbihi evreleridir. Kuşun tesbihi uçması, rüzgârın tesbihi esmesi vb.

    7. KONU: SUYUN KALDIRMA KUVVETİ:
    41. AYET: “ Onların soylarını dolu gemilerde taşımamızda, onlar için bir ders vardır”
    Suya verdiğimiz kaldırma kuvvetini kaldırsak ne olurdu?
    Bu muhteşem fizik kanununu ölülere okumanın ne amacı olabilir?
    42. AYET: “Onlar için buna benzer nice taşıma araçları da yarattık”
    43. AYET: “Dilersek onları suda boğabiliriz; bu takdirde imdatlarına kimse yetişemez ve kurtarılamazlar da”
    44. AYET: “Ancak katımızdan bir rahmet olarak boğmuyor ve belli bir mühlet tanımamız sayesinde yaşatıyoruz”.

    Rabbin “Sünnetullahı” budur; öğretmek ve eğitmek.

    Sana teslim oluyor, Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah'ım.

    Hayırlı Pazarlar diliyorum.
    Doruk Köyü, 03 Temmuz 2016
    Orhan Arslan